Sınıflandırma Yapmanın Faydaları
Biyologlar canlıları gruplara ayırırken, onları daha iyi inceleyebilmeyi, incelenmemiş canlı çeşidi bırakmamayı hedeflemektedirler. Çünkü, gezegenimizde en az 2 milyon canlı türünün yaşadığı bilinmektedir. Bu kadar çok çeşidin tek tek incelenmesi mümkün değildir. O halde canlılardan, benzer özellik gösterenleri gruplara ayırarak, elde edilen bir bilgiyi o grubun tamamı için geçerli saymak en akıllı yol olmalıdır. Böyle yapılmasına rağmen, bugün, yine de bilinmeyen veya yeni yeni tanınan canlı türleri mevcuttur. Ayrıca; bugünkü sınıflandırma yöntemi ile canlı türlerine verilen latince adlar dünyanın her tarafında genellikle aynı şekilde kullanıldığından, bilim adamları arasında bir iletişim birliği sağlanmaktadır. Bir canlı çeşidi üzerindeki araştırma ve buluşlar diğer bilim adamları tarafından öğrenilerek aynı konuda tekrar çalışılmasına gerek kalmamaktadır. Bu da zaman israfını aza indirmiş olmaktadır. Canlıların sınıflandırılması konusundaki çalışmalar suni ve tabii sınıflandırma olarak iki ana grupta toplanabilir.
a) Suni Sınıflandırma
Daha çok 18. yüzyıla kadar yapılan sınıflandırmaları kapsamaktadır. Canlılar en çok dış görünüşlerine (morfolojik benzerlik) veya bir-iki özelliğine göre gruplandırılmıştır. Organların yapı ve köken benzerliği yerine görev benzerliği dikkate alınmıştır. Yarasa, Kuş ve Sinek bu yönteme göre aynı gruba koyulmuştur. Çünkü, üçü de kanatlarıyla uçmaktadır. Halbuki her üç canlının kanatlarının yapısı ve oluşumları ayrı ayrıdır. Ve bugünkü sınıflandırmaya göre bu canlılar ayrı gruplara yerleştirilmişlerdir. Suni sınıflandırmada kullanılan, organların bu şekildeki görev benzerliğine Anoloji, bu organlara da Anolog Organlar denir. Yine denilebilir ki; suni sınıflandırma dış görünüşü dikkate aldığı için, nitel gözlemlere dayalı bir sınıflandırmadır.
b) Tabii Sınıflandırma
Bugün kullandığımız, en gelişmiş sistematik biçimdir. Bu sınıflandırmaya göre en küçük canlı grubuna TÜR adı verilir.
Tür: Ortak bir atadan gelen, yapı ve görev bakımından birbirlerine fevkalade benzeyen, tabiatta yalnız kendi aralarında verimli döller verebilen fertler topluluğudur.
Tabii sınıflandırma canlıların yalnız birkaç özelliğinin benzerliğini değil, birçok özelliğin benzerliğini dikkate alır. Bu benzerliklerin en önemlileri; Kalıtsal benzerlik, Protein yapısının benzerliği, Fizyolojik benzerlik, Anotomik benzerlik, vs.’dir. Suni sınıflandırmadan farklı olarak nitel gözlemlere değil, nicel gözlemlere dayanır. Organların görev bakımından benzerliği yerine, köken bakımından benzerliğini esas olarak kabul eder. Böyle organlara Homolog Organlar, bu benzerliğe de Homoloji denir. Yarasanın kanadı, balığın yüzgeci, insanın eli ve kuşun ayakları homolog organlardır.
Tabii sınıflandırmaya göre, canlılar 7 ana GRUPta toplanmıştır. Bunların en büyüğü ALEM, en küçüğü TÜR‘dür. Etrafımızda gördüğümüz her canlı mutlaka bir tür içerisinde yer alır. Sistematik gruplar büyükten küçüğe doğru; “Alem-Şube-Sınıf-Takım-Aile-Cins-Tür” olarak dizilir. (Hatta bugün bilim adamları, her grubun alt gruplarını oluşturarak, bunları da kullanmaktadırlar. Türlün at grubu olarak Varyete ve Irk söylenebilir. insanlar bir türün fertleri olduğu halde birçok IRK’ı vardır).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder